Sosyal diyalog; hükümet, işveren ve işçi temsilcilerinin ekonomik ve sosyal politikalara ilişkin ve ortak ilgi alanlarına giren konularda gerçekleştirdikleri her türlü müzarekeyi, görüş alışverişini veya karşılıklı bilgi aktarımını kapsar.
Amacı; sosyal tarafların farklı ve uyuşmayan görüş ve tutumları arasında uzlaşma sağlanarak barışçıl bir endüstri ilişkilerini yaratmak ve makro düzeyde karşılaşılan ekonomik ve sosyal sorunların gerek belirlenmesi, gerek uygulanmasına sosyal tarafların da katılımının sağlanmasıdır.
Sosyal diyaloğun aracı toplumsal anlaşmalar ve resmi dayanışma konseyleridir. Bu diyaloğun gerçekleşmesi için temel koşullar:
- Sosyal diyalog için gerekli bilgilere erişebilen ve bu bilgileri değerlendirme kapasitesi olan; güçlü ve bağımsız işveren ve işçi kuruluşlarının varlığı,
- Tarafların sosyal diyaloga yönelik bir kararlılık ve sahiplenme içinde olmaları,
- Sendikalaşma ve toplu sözleşme alanlarındaki temel özgürlüklere saygı,
- Uygun kurumsal yapılaşma yoluyla destek.
Sosyal diyalog kurumlar arası ilişkiyle gerçekleştiğinden taraflar arası farklı etkileşimler söz konusudur. Bu durumda, iki taraflı (işveren ve işçi ), üç taraflı (hükümet,işveren ve işçi) veya üç taraf + ( hükümet,işveren,işçi ve diğer ilgili sosyal aktörlerle) olabilir.
Taraflar arasında rollerin dağılımına bakmak gerekirse bu durumda;
- Devletin rolü; daha çok gözlemci, aydınlatıcı, teşvik edici ve arabulucu niteliktedir. En önemli etkinliği gerekli koşul ve standartları mevzuatla düzenlemek ve denetimi sağlamak olmalıdır.
- İşverenlerin rolü; İşletmeler ister insancıl nedenlerle, isterse ekonomik nedenlerle olsun bu konuda harcama yapmaktan kaçınmamalıdır. öncelikle iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için;
1. Tehlikeleri önceden saptamak,
2. Tehlike analizleri yapmak,
3. Tedbirleri uygulamak,
4. Uygun elemanı işe seçmek,
5. İş güvenliği disiplinini sağlamak,
6. Bu konuda çalışanları bilinçlendirerek eğitmek,
ve En önemlisi de işçileri inandırmak ve özendirmektir.
- İşçi sendikaları;
1. Sendikalar bu anlamda taraf olarak rolünü yerine getirirken sendika temsilcileri aracılığıyla işyerindeki sağlık ve iş güvenliği kurullarına aktif olarak katılabilirler.
2. Toplu sözleşmelere ilgili hükümlerin konulmasını sağlayabilir, İlgili kanun ve tüzüklerin hazırlanmasına katılabilirler.
3. Üyeleri için işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerini her düzeyde gerçekleştirebilirler.
4. Demokratik birer baskı grubu olarak ilgili mevzuatın uygulanmasını, üyelerinin duyarlılığını sağlayarak yakından izleyip denetleyebilirler
5. Ayrıca bu konularda inceleme ve araştırma faaliyetlerine katılabilirler.
Bölgesel veya işletme düzeyinde gerçekleşen bu diyalog sadece bir sektörde veya sektörler arasında ya da her ikisini kapsayacak biçimde de olabilir.
Sosyal diyalog, gerçekleştiği ülkenin kültürel, tarihsel,ekonomik ve siyasal koşullarını dikkate alır. Her yere uygun,bir yerden diğerine kolaylıkla aktarılabilecek tek bir tipi olmayan sosyal diyaloğun ülkeden ülkeye önemli farklılıklar gösterse bile etkin bir sosyal diyalog için sendikalaşma ve toplu sözleşme özgürlüğü her yerde geçerli temel ilkelerdir.
Ulusal düzeyde, incelenen İSG politikasının ayrıntılı ve çok kapsamlı olabilmesi, bu politikanın uygulanabilmesi ve zaman zaman gözden geçirilmesi sürecine üç tarafın da katılımı ile sağlanır.
Çok sayıda ülkede İSG ile ilgili önlemlerin uygulanması ve iyileştirerek ulusal ve bölgesel düzeyde devlet, işveren ve işçi arasındaki işbirliğine bağlıdır.
İSG ilgili diğer tarafların ve teknik uzmanların bu süreçte yer almaları da olağandır. Günümüzdeki bu tür iş birliği oldukça gelişmiş ve kurumsallaşmıştır.İş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin hükümet,sosyal partnerler ve diğer ilgili taraflar arasında önemli ve ortak bir gündem maddesi olduğu konusunda iş dünyasında bir uzlaşma vardır.
İşletme düzeyinde, İş kazaları ve işle ilgili hastalıklar,iş yerlerinde meydana geldiği için işletmelerde uygulanacak koruyucu ve kontrol edici önlemler işveren, işletme yöneticileri ve işçiler tarafından ortaklaşa bir girişimle planlanmalı ve uygulanmalıdır.İş yerinde yönetim ve işçiler arasında İSG alanında gerçekleşecek bir iş birliği sağlıklı ve güvenli bir iş çevresinin tesisi için çok önemlidir.Bu nedenle işletmelerde işveren ve işçilerin katılımı ile İSG birimlerinin oluşturulması günümüzde yaygın bir uygulama olup, işçilerin İSG alanındaki konulara aktif katılımlarını sağlar.Ayrıca daha ileri giderek, güvenlik yetkililerinin iş yeri düzeyindeki uygulamalarının gözlemlenmesini ve gereken düzeltici önlemlerin alınmasını sağlar.